Sayfalar

19 Ağustos 2010 Perşembe

35. MADDE KİMLERE BATTI?

(Kanun No:211)
Madde 35: "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi, Türk Yurdunu ve Anayasa ile
tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamaktır."


Her türlü yolsuzluk serbest,
Avanta'dan Gemiler, Pırlantalar, Villalar serbest,
Tarikatlar, Cemaatler, Lâik Cumhuriyetin altını oymak serbest,
Müslümanların sadaka paralarını, yardım dernekleri aracılığıyla
yürütmek serbest,
Sekreteriyle ilişkiye girip çocuk yapmak, imam nikahıyla ikinci,
üçüncü eş almak serbest,
Diyanet İşlerini atlama tahtası yapıp, devletin en hassas birimlerinde
kadrolaşmak serbest,
Kültürel haklar ve etnik köken aldatmacasıyla, Anayasal düzeni
devirmeye çalışmak serbest,
Bülücübaşı'nın posterlerini ve PKK paçavralarını ülkenin her yerinde
taşımak serbest,
Gencecik kızlarımızı, belediye otobüslerinde Molotof bombası ile yakmak
serbest,
Fidan gibi gençlerimizi kahpece mayın tuzaklarıyla sakat bırakmak serbest,
Vatan evlatlarını, içlerinde Ermeni,Suriyeli katillerin bulunduğu
PKK'ya öldürtmek serbest,
İnsanları sorgusuz sualsiz içeri atıp, aylarca ne ile suçlandığını
bilmeden tutuklamak serbest,
Ülkenin Generallerini aynı dosyadan iki kez tahliye edip, üç kez
tutuklamak serbest,
Medya'yı ve İş dünyasını, vergi denetim ve polis gücüyle baskı altına
almak serbest,
Devletin Vali ve Kaymakamlarını, AKP'nin emir eri gibi kullanmak serbest,
Fakat, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Türk Yurdunu ve Anayasa ile tayin
edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini koruması yasak...
Yasak öyle mi?
Osman Baydemir size ne demişti de, tek kelime cevap verememiştiniz;
Aynısından ben size söylüyorum. Has...tir !
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bir tavsiyem var. Siyasette ve
ülke yönetiminde "taraf" olacaksınız, herkesle iyi olabilmek mümkün
değildir, öyle olmaya çalışırsanız kıblenizi şaşırırsınız. Nasıl ki
birileri, İran tipi İslam Cumhuriyetinden yana taraflar, nasıl ki
bazıları Türkiye'yi bölüp Barzani katilinin emrine girmekten yana
taraflar, siz de Atatürk'ten, Lâik Cumhuriyetinden ve Hukuk
devletinden yana taraf olmak zorundasınız. Türk Silahlı Kuvvetlerini
sevmek ve korumak konusunda kesin taraf olmak zorundasınız. Sizin
bilmeniz gereken bir önemli konu da, demokrat olmayan bu iktidarla,
Türk Silahlı Kuvvetlerini yaralayacak herhangi bir işbirliğine
girmemek olmalıdır. AKP İktidardan uzaklaştırılınca, Türk Milletinin
gerçek iktidarı iş başına geldiğinde , yapılması gereken ne varsa o
zaman yapılır.
Bu hükümete Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ne kendi, ne kanunu, ne de
çöpü bile teslim edilemez, edilmemelidir de.

Tayyip Bey'in DP'deki Ajanlarını 23 Temmuz'da anlatmıştım. Benzeri bir
tuzak, Saadet Partisi ve Genel Başkan Numan Kurtulmuş için kuruluyor.
Saadet Partisinin son olaylı kongresinden sonra yandaş, kandaş ve
damat medyasında şu konu devamlı işlenmeye başlandı;
Tayyip Bey Cumhurbaşkanı, Numan Bey AKP'nin başına!
Ben Numan Kurtulmuş Bey'i, ona kardeşi kadar yakın olan ve seven
insanlardan dinledim. Hepsinin ortak kanaati Numan Bey son derece
namuslu, ahlaklı,bilgili ve milli manevi değerlerine bağlı biridir.
Gözü tok bir adamdır.
Tayyip Bey, defalarca Numan Bey'i partisine davet etti, fakat her
seferinde reddedildi. Numan Kurtulmuş bunun gerekçelerini kamuoyuna
hep şöyle açıkladı;

*Bunlar(AKP'liler), Önce mücahit idiler, sonra müteahhit oldular, en
sonunda da her şeye müsait oldular.

*Bizler, Harun gibi gelip, Karun gibi gitmeyeceğiz.
*Bunlar, Karakolda doğru söylerler, mahkemede şaşarlar.
*Bunların Özü ve sözü doğru değildir.
*AKP, zamane partisidir.
*Ranta bulaşan siyaset biter.
*Bakanların oğulları, ticari dehalar olarak ortaya çıkıyorlar.

Şimdi, kendisine ve partisine açıkça bunları söyleyen namuslu birine,
Tayyip Bey "benim yanıma gel, benim müridim ol, benim gibi ol,
referandumda bana destek ver" diyor.

Numan Kurtulmuşun verebileceği en kibar cevap şu olmalı; Allah versin,
başka kapıya...

Sağlık ve başarı dileklerimle, 25.Temmuz. 2010

RİFAT SERDAROĞLU

Hiç yorum yok: