Sayfalar

17 Kasım 2011 Perşembe

“Ben bu işten kimin kârı var ona bakarım”

Çiçeron’un sözüdür. Suriye’nin işgal edilmesinden kimin kârı var, işgale çanak tutan yazarlara bunu hatırlatıyorum.
Romalı Çiçero Dinar'da MÖ.48’de halka söyledi bunu. Ülkesinin elitlerini, yani borç vererek krallıkları çökerten Yahudi tefecilerini acımadan eleştirdi. Antalya'da kültür ataşesiydi ve Karaman Prensi Dorbey ile dostluğu vardı. Dönem Slevkos Uygarlığı dönemidir ve Silifke (Selevkia) önemli yönetim merkezidir.
Dorbey, Romalılara 48 yıl savaşarak direnen sonunda yenildiğimi görmektense ölürüm diyerek intihar eden, zehir içip ölmeyen o nedenle başını kestirerek ölen en büyük METE OĞUZ (MHTİ OKHUZ) Başoğuzlu VI.Büyük Bedri'nin torunudur. SelevKOS Oğuzlu devletiyle birlikte 22 boyu birleştiren orduların başındaki en büyük Türk atası odur. DOR(ZOR) yurdu, SURİYE de onun bakiyesidir.
Benim babaannemin dedeleri Suriye'den Rize'ye gelmiştir, İslam Paşa mahallesi ve Camii o dedemin adını taşır. Babaannemin adını gururla taşıyorum, UMAY ana, Himaye eden, UMAYYE, MAYA, bütün dillerde var olan Türkçe bir kelimedir. Kurucu kral 1.Selevkos'un eşinin adıdır UMAYYE, şu anda Şam'daki en büyük caminin de adıdır, bu camide gittim namaz kıldım. Cami, iki bin yıl önce Selevkosların yaptırdığı Jupiter bilimevinin üzerine inşa edilmiştir.
Suriye bir Türk yurdudur, Hilal ülkesidir, onların etnik kökeni konuşulan resmi dil değildir. İran gibi, Farsça devlet dilidir, etnik isim değildir. Beni anlayabilmeniz için TÜRK adının SARI HİLAL demek olduğunu bilmeniz ve Suriye adının da SARIAY olduğunu çözmeniz gerekir.
Dilerseniz Kürtçe’de “heyv” olan Ay ile Heva/Havva Ana adını düşünün, ayva ile benzerliğine konulan ayva adını da. Azerice isterseniz “Ayana bu ceylan niye gelmedi” deyin.
Nusayrileri sapkın ilan ettiniz. MOLDAVYA'daki Türkleri de sizin mantığınıza göre öldürmek lazım, onlar bin yıl önce Hıristiyanlığa geçtiler. Rusya'da başkaca sonradan Hıristiyan olmuş Türk boyları da var, buyurun onları da kesin, Karaköy'deki Venedikli Yahudi tefecilere mal taşıyan kovboy Cengiz Han'ın yakıp yıktığı Türk köyleri yetmedi.
Lazkiye'den size bir fotoğraf ve bir müzik göndereyim, Kafkas, Artvin ekibi izlersiniz, LAZİKA, LAZİKOS. "Buranın antik adı LaziKOS" dediğimde inanamadılar, "bizde bunu çok az insan bilir" dediler.



Sultan Zeynep'den söz ettim, neden merak etmediniz?
Sevgililer gününde ona aşık olan Valentin adlı tıfıl Romalı gardiyanı kutsarken kime aşıktı diye kimse sormuyor, siz de... Alanya'da Sitti Zeynep türbesi olan, Palmira Kraliçesi, Bektaşi Babagan kolunun analarından. Antakya müzesinde kocası Doğan beyle birlikte kabartması var, altında isim yok, sadece "Palmira dönemi kabartma" yazılmış. Çok haince.



Bunları bildiğim için her kim ki tarihimizi bilmez davranır üstelik de nifak tohumları ekerse onları affetmiyorum.
Mustafa Kemal Paşa onlara “Siz de bağımsızlığınızı kazanın, sonra konfederasyona gideriz” demişti. Şimdi artık biz emperyal batıya bağımlıyız, artık bize bağlanacak bir Suriye önermek de anlamını yitirmiştir.
Suriye bugün millet olmuş haldedir. 1915’de, Katolik Fransızların etkisiyle Katolik Ermeni Osmanlı bürokratlarının tehcir kararıyla, Suriye topraklarına Ortodoks Ermeni nüfusu taşıdılar, demografik yapısını bozdular, onlarla da kaynaşıp birlik oldular, beş parmağını bitişik tutarak danslarında da gösteriyorlar, KIZIL EL- MA işareti gibi, "birliğimiz dirliğimizdir" diyorlar.
Onun için Hatay çadır kamplarına öfkeliler, törelerine aykırı şeyler onlar. “Biz, bize sığınanları evimize alırız çadıra koymayız. Kaldırın çadırları”, diyorlar.
Tarih boyunca Oğuz töresi her şeyin üstündeydi, töre “Birliğimiz dirliğimizdir” ilkesiydi. Birliği bozmamak için “eline beline diline hakim ol”, “iyilikle düşün, iyilikle konuş, iyilikle davran”, “iyi at bin, iyi ok at, asla borç alma” gibi ilkelerimiz vardı. Töre anayasa demekti. Bey töreye aykırı davranırsa akil adamlar onu yönetimden alırdı, o yüzden Oğuzlarda babadan oğula geçen yönetim yoktu. Cumhuriyet, halk yönetimi, laik yönetim, onun için Oğuz töresine en uygun yönetimdir. Suriye ve Türkiye onun için laik yönetimi en kolay içselleştiren iki devlet olmuştur. Yeniden birleşmeyi düşünebileceğimiz tek devlettir, ama işgal etmeyi asla! Üstelik de BOP eş başkanlığında NATO ve Amerika adına, asla!
Biz Türkiye’de kendi içimizde birliğimizi kaybetme tehlikesi içerisindeyiz. Birlik töremizi unuttuk, bölücü anayasalar yapıyoruz. Birlik olmadığımız zaman biz biteriz. Biz bitersek dünyada korunaklı tek Türk kalmaz, kutsal Kâbe de kalmaz!
Üstelik Suriye ve Kıbrıs bizim güneyden tek çıkış kapımızdır, buralar giderse bizi de yaşatmazlar!
Mustafa Kemal'in 1936'da Dolmabahçe'de Kral Edward'a dediğini anımsayınız, "Ben sağ olduğum sürece Filistin topraklarında İsrail devleti kurmanıza asla izin vermem" demişti.
Ve bu sözünün gereği, Filistin'e biraz daha yakın olmak için Antakya'yı Fransızlardan kurtarma çalışmalarını başlattı ve bu da kanaatimce zehirlenerek öldürülmesinin nedeni oldu!
Mustafa Kemal neyin uğruna öldü, bunu böyle biliyorsam, ben de aynı şeyin uğruna ölebilirim!
16.11.2011
Mahiye Morgül
(Suriye dosyası 3)

Hiç yorum yok: